Sayfalar

Bir takım işler

29 Mart 2010 Pazartesi

Gerilla Video Atölyesi 27Mart2010

27 Mart 2010
Gerilla Video Atölyesi

Çevremizden gelen seslere ve ışığa zamanla alışırız. Görüntü ile hikâye anlatmanın temel sırlarından biri budur. Seyirci, izleme etkinliğine katılırken, doğal bir yoğunlaşmaya girer. Bu nedenle de, anlatılanları kendi içinde değerlendirir. Bunu yaparken, kendisine yakıştırdığı estetik yargılarla anlatılana yaklaşır; kendisine sunulanla yüzleşir, hesaplaşır. Seyircinin filmi sevmesi ya da sevmemesi, duygularını ve düşüncelerini konuya yoğunlaştıramaması ile koşuttur.

Şimdi, tam da burada anlatılanları bu hafta izlediğimiz Idiotern üzerinden düşünelim. Film, amatör kameramanın elinden çıkmış bir anı videosu gibi çekilmiş. Ve fakat yüzlerce yıllık sirk geleneğinin temel elemanlarından birini, palyaçoları filmin ana kahramanı haline getirerek, aslında çok da büyük aksiyonun olmadığı filmi eğlencelik hale getirmiş. Bir sirkte çekilmiş anı videosu ne kadar eğlenceli olabilir?

Ama işte zaten tam da o noktada, yönetmen, bir fikir cambazından fazlası olduğunu kanıtlar. Bizim geri zekâlılar burjuva yaşantısına duydukları tepkiden dolayı, onlar gibi yaşamayı reddetmektedir. Dolayısıyla bu bir dangalaklık kampıdır; isteyen katılmaktadır. Esas kahramanımız bir sevecendir ve fazlasıyla sıradandır. Ama hikâyenin üstünde durduğu eksen, onları bir arada tutan burjuvazi yaşam tarzının reddi fikridir.

Filmin hikâyesini anlatmayacağım. İzlediniz. Bu filmin "teknik olarak kötü" yanını görmezden gelmemizi sağlayan şey nedir? Buluntu film ve kurmaca buluntu hakkında düşününüz. Blair Witch Project örneği de incelenebilir. Daha pek çok örnek var; aklınıza gelenleri not ediniz. Paranormal Activity de yuh bu kadar da ucuza olmaz ki dedirten bir örnek.

Meselemiz buluntu filmlerin, ailemizden kalan kasetlerin nasıl güzelleştirileceği, bunlar nasıl bir anlatı kuracağımız değil. Hatta hiç değil.

Burada, seyirci denen ucubenin estetik bariyerlerini kazasız atlatacak yolları ararken, ilk üzerinde durmamız gereken şey filmin içeriği ile anlatımı arasında kurulması gereken koşutluktur.

Blair Witch’te görüntüler bir belgesel çekmeye çalışanların çektiklerinden oluşur. Ormanda cadı aramaktadırlar. Paranormal Aktivite güvenlik kamerası görüntülerinden ibarettir. Dolayısıyla buluntu olmalarının sebebi vardır. İdiotern'de de bir belgesel çekilmektedir; görüntüler o belgesele aittir.

Sonuç: Sıfır değilse bile az.

O zaman ilk paragrafa dönelim. İnsan aklı uyum sağlamaya meyilli. Çünkü anlamayı, anlamamaya genellikle tercih ediyor. Kendisini çok yormayı genellikle sevmiyor; ama hafif jimnastik de hoşuna gidiyor. Hatta kendisini karmaşaları, bilmeceleri çözmede başarılı hissetmek istiyor. Aptal yerine konmayı, yapılanın bir şaka olduğunu (kandırdım seniii) anlamadığı sürece sevmiyor.

Buradan gidersek, yapacağımız filme ilişkin bir önermeye yaklaşmış oluruz. Seyircinin kendisini verebileceği bir film onun tutarlılığı ile doğru orantılı. Bu tutarlılık hep samimiyet olarak tanımlanıyor. Film seyirciye samimi geliyor, çünkü ancak diyalog yoluyla samimiyet kurulabilir. Diyalog kurulabilmesi için de tutarlı bir dilin kullanılması ve mesaj ile mesaj kaynağının çelişkili olmaması gerekiyor.

Açarsak, Fear and Loathing in Las Vegas’ta, Natural Born Killers’da, Clockwork Orange’da ve Un Chien Andalou'da karşımıza çıkan uç anlatım formlarını seyircinin alımlayabilmesi için anlatımlarını kucaklayan bir paradigma yer alır. Bu paradigma, akıl alması güç, algılaması (izlemesi) zor anlatıların bile seyirci tarafından (zor ve berbat bile olsa) alımlanmasını olanaklı kılıyor. Yoksa, örneğin televizyonda zaplarken, facebookta tıklarken peş peşe gelen görüntü ve seslere bir araya gelişlerinden dolayı bir anlam yüklemiyoruz. Bunların bir araya gelişlerini üstün bir sanat eseri olarak algılamıyoruz.

Çünkü aslında tam da Gombrich’in dediği gibi, sanat diye bir şey yoktur, sadece sanatçılar vardır.

16 Mart 2010 Salı

Kaçak Yayın Yap


Gerilla Video'ya ayar ancak bu kadar olur.
İçmihrak'a selam
http://icmihrak.blogspot.com/